Şempanzelerle ilgili çalışmalarıyla çığır açan primatolog ve aktivist Jane Goodall, çocukluğundan beri içinde hayvan sevgisini taşıyan biriydi. Geçtiğimiz günlerde Chathamhouse'a yaptığı röportajda köpeği Rusty'den söz eden bilim insanı, primatologluk kariyerine nasıl başladığına dair etkileyici bir anısını anlattı.
Çocukluğundan beri içinde doğa ve hayvan sevgisiyle büyüdüğünü söyleyen Goodall, daha 1 buçuk yaşındayken toprak solucanlarını incelemek için evine getirdiğinden bahsediyor. Annesinin daha o zamanlardan bu ilgisine her zaman saygı duyduğunu da ekliyor.
Rusty, Goodall ve ailesi için sadece bir evcil hayvan değildi. Aslında ona tam olarak sahip de olmadıklarını söylüyor. "Sokağın köşesindeki bir otelde yaşıyordu ve sabah gelir, öğle yemeği için eve gider, sonra akşam 10 gibi yatana kadar bizimle kalmak için geri dönerdi. Birçok köpeğim oldu ama Rusty hepsinden farklıydı. Çok zeki ve anlayışlıydı."
Tanzanya Gombe'de 26 yaşındayken şempanzeleri incelemek için gittiği görevde, primatoloji alanında ilk kez oluşturulan kadın bilim insanlarının olduğu bir grubun üyesiydi. Jane Goodall o dönemi "olduğu gibi kabul etmek" durumunda olduklarını söylüyor. Hayatınının merkezini oluşturan bilimsel bir çalışmada üç erkekle birlikte çalışıyordu. Daha sonradan asistanlığını yapacağı doğabilimci Louis Leakey, ona kadın olmanın bu alanda çok önemli olduğunu çünkü vahşi hayvanlara karşı daha sabırlı olacağını söylemişti.
Leakey, Goodall'ın üniversitede bu alanda öğrenim görmediği için de memnundu çünkü o günlerce bilim insanlarının hayvan düşünceleri oldukça indirgemeciydi. Bilim dünyası, Goodall'ın çalıştığı projeden de anlaşıldığı üzere, erkek egemen prensiplerin ve isimlerin tekeli altındaydı. Ve bu alandaki görüşlerin yıkılması zaman alacaktı.
Goodall, Cambridge Üniversitesi'nde doktoraya başladığında bir buçuk yıldır zaten alanda, şempanzelerle çalışmaktaydı. Üniversitede, Leakey'nin de bahsettiği ve kendisinin de çalışırken defalarca şahit olduğu üzere, ona "tüm bildiklerinin yanlış olduğu" söylendi. Goodall bu dönemi, unutamadığı köpeği Rusty'nin hatırasıyla şöyle anlatıyor:
"Bana şempanzelerin isimleri olmaması gerektiğini, numaraları olması gerektiğini söylediler. Ayrıca kişilikleri, zihinleri veya duyguları hakkında konuşamayacağımı, çünkü bunların bize özgü olduğunu söylediler. Ancak Rusty ile geçirdiğim ilk yıllar onların tamamen yanıldığını ve biz insanların kişilikleri, zihinleri ya da duyguları olan tek varlıklar olmadığımızı anlamamı sağladı."
Dr. Goodall, çocukluk arkadaşı Rusty'yi hayvan davranışları konusunda en büyük öğretmeni olarak gösteriyor ve gelecekteki şempanze araştırmalarını şekillendiriyor.
Comments