Bir Sokak Köpeğine İnanmak: Golden Retriever kökeni
top of page

Bir Sokak Köpeğine İnanmak: Golden Retriever kökeni




Eğer uygarlık bir grup insanın çevreleriyle kesişimi ise, köpekleri de öyledir: Yerel iklimde hayatta kalmak için evrimleşen kürkleri, yerel arazilerde gezinmek için geliştirilen vücut stilleri ve günün toplumsal adetlerine uyumlu karakterleriyle safkan köpeklerimiz, tarihin yaşayan, nefes alan anları, onları geliştiren ve besleyen uzak kültürlerin yansımalarıdır. Onlar aracılığıyla, dünyamızın kültürel çeşitliliğini ve mirasını yeniden keşfediyoruz. Bu yazıda Golden Retriever'ın tarihini inceleyeceğiz.


Golden Retriever ırkı nereden geldi?

Köpek ırkları hep insanla kurdukları bağlar sayesinde gelişmiştir. Golden Retriever'ın hikâyesinde de bu tema birden fazla düzeyde yankılanıyor: Her şey imkânlarla doğmuş ama unvanı olmayan hırslı bir adam, istenmeyen renkte bir köpek ve harabe bir köşkle başlar...


Başarılı bir İskoç bankacının ikinci oğlu Dudley Coutts Marjoribanks adlı statü sahibi biriydi. Genç Marjoribanks daha ergenlik çağındayken bile köpek yetiştiriciliğine ilgi duyuyordu - o zamanlar, bu ilgi alanı varlıklı ve sosyal olarak önde gelen kişiler için takdire şayan bir hobiydi. Marjori, babasından kalan servetle bir bira fabrikası satın alır. Bu fabrika, kısa sürede çok büyük kazançlar elde eder.



Döneminin çoğu başarılı adamı gibi Marjoribanks de emlak yatırımları yapar. Başlıca ikametgahı Londra'daki çok köşeli Brook House'du ve Avam Kamarası üyesi olduğu için Parlamento oturum hâlindeyken yılın yarısında burada kalıyordu. Marjoribanks ayrıca İskoçya'nın dağlık bölgelerinde, "köknarların yeri" anlamına gelen Giusachan'da ("yoush-a-gan" olarak telaffuz edilir) harabe bir inziva yeri satın aldı. Burası 15 odalı, gözden düşmüş büyük bir köştü.


Artan kanaçlarıyla giderek aristokrat İngiliz yaşamının uygun ziynetleriyle donatılan Marjoribanks, 1881'de nihai onayı aldı - yeni basılan 1. Baron Tweedmouth olarak akranlığa yükseltildi.




İstenmeyen Bir Sokak Köpeğine "İnanmak"


Marjoribanks, 1865 yılında oğluyla, köşkü satın aldığı yer olan Brighton'da yaptığı bir yürüyüşte Nous adında dalgalı tüylü bir köpeğe rastladı. Nous, bir ayakkabıcıya borç karşılığında satılan bir köpekti. Ebeyvenleri siyah olmasına rağmen o altın rengindeydi. 19uncu yüzyılda siyah köpeklerin daha güçlü avcılar olduğuna yönelik bir inanış vardı. Siyah köpeklerin başka renkteki yavruları hemen elden çıkarılıyordu. Ama Marjori için köpeklerle kurduğu bağ çok özeldi ve her köpek, tıpkı insanlar için yaratılan belirli güzellik kriterlerinden ayrı olarak çok değerliydi.

İnsanlarda olduğu gibi köpeklerde de kişinin hayattaki konumu şansın ve doğumun cilvelerine bağlıdır. Bizi köpeklerle bağdaştıran en önemli özellik bu olsa gerek. Belki de Nous bir tüccara verilmemiş olsaydı, belki de hiç hayatta kalamayacaktı.


Marjoribanks onu satın aldıktan üç yıl sonra Nous, Marjoribanks'e kuzeni tarafından verilen Tweed Water Spaniel cinsi Belle ile çiftleştirildi. Artık soyu tükenmiş olan Tweed Water Spaniel (suda avlanan bir spanlyel) cinsi köpekler kahverengi tonlarındaydı. Orman tavuğu, keklik ve hatta kızıl geyik avlamak için hem karada hem de suda gezinebilen güçlü bir avcı yaratmak için bir retriever ile bir spaniel'i çaprazlamak ilham verici bir kombinasyondu. Marjoribanks'in ünlü yavrusu, dünyanın ilk Golden Retriever'ları olarak kabul edilen Cowslip, Crocus ve Primrose isimli dalgalı desenli yavruları içeriyordu.
































Kaynak:


bottom of page