Derin Deniz Köpekbalıkları Liver Oil Talebi Nedeniyle Tehdit Altında
top of page

Derin Deniz Köpekbalıkları Liver Oil Talebi Nedeniyle Tehdit Altında

Ünlü markaların Liver Oil adı altında çıkan ve omega-3 yağ asitleri, EPA (eikosapentaenoik asit) ve DHA (dokosaheksaenoik asit) bakımından zengin olduğundan mükemmel bir A ve D-3 vitamini kaynağı olarak piyasaya sürülen takviyeler balina ve köpek balıklarından elde ediliyor.


Scientific American'dan David Schifman'ın haberine göre derin su köpekbalıkları ve vatozlarının yedi türünden biri, karaciğer yağı ve et ticareti ile derin deniz balıklarını yakalamayı mümkün kılan yeni balıkçılık teknolojileri nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya


Besin takviyelerinden kozmetik ürünlerine kadar çeşitli ürünlerde bulunan köpekbalığı karaciğeri yağının yükselen pazarı, derin su köpekbalığı türleri (yüzeyin en az 200 metre altındaki mürekkep karası sularda yaşayanlar) için büyük bir tehdit oluşturuyor ve bu türler biyolüminesans gibi adaptasyonları kullanarak gelişmelerine yardımcı oluyor.


Köpekbalığı karaciğeri yağı, yumuşatıcı ve antioksidan olduğu için cilt bakım ürünleri gibi güzellik ürünlerinde kullanılan skualen kaynağı olarak kullanılır. Diyet takviyelerinin yanı sıra vücudun bağışıklık tepkisini uyarmaya yardımcı olduğu aşılarda da bulunabilir.


Science dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, karaciğer yağına (etle birlikte) yönelik artan talep köpekbalığı avcılığını, bilinen her yedi köpekbalığı ve vatoz türünden birinin neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu noktaya getirdi. Yeni Zelanda Ulusal Su ve Atmosfer Araştırmaları Enstitüsü'nde balıkçılık bilimcisi olan çalışmanın başyazarı Brit Finucci, "tüm köpekbalıklarının yaklaşık yarısı derin su türleri olarak kabul ediliyor ve derin okyanusu daha fazla keşfettikçe her zaman yeni derin su köpekbalığı türleri bulmaya devam ediyoruz" diyor. Ayrıca bu türlerin "yavaş büyüme, geç olgunlaşma ve düşük doğurganlığa sahip olmaları nedeniyle aşırı avlanmaya karşı çok hassas oldukları gerçeği de endişe vericidir - sığ su türlerinden bile daha fazla. Bazı türlerin olgunlaşması onlarca yıl alıyor ve birkaç yılda bir sadece bir ya da iki yavru doğuruyor."


Kıyı Balıkçılığının Bitişi Rotayı Derin Sulara Yöneltti

Ülkemizde de olduğu gibi tüm dünyada aşırı avlanma sonucu  balık stokları tehlikeli bir şekilde düştü.


Günümüzde teknolojik gelişmeler balıkçılık sektörüne oldukça önemli bir hareketlilik kazandırırken diğer taraftan deniz ekosisteminde insanın yarattığı tahribatın da ana kaynaklarından biri olmuştur. Balıkçı teknelerinin motor güçlerinin artması, derin dondurucu özellikli depoların geliştirilmesi, deniz dibine doğru çeşitli frekanslarda ses dalgaları gönderen radar veya akustik “balık bulucu” olarak adlandırılan cihazların geliştirilmesiyle ihtiyacın çok ötesinde avcılığın yolu açılmıştır. [WWF]


Bir zamanlar balıkçıların ilgisini çekmeyecek kadar ulaşılmaz olduğu düşünülen derin su köpekbalıkları, daha yüksek seviyelerde karaciğer yağı içerdikleri ve ulaşılması daha kolay türler azaldığı için daha fazla hedef haline geliyor. Kıyı balıkçılığı tükendikçe de avlanma açık denizlere ve daha derin sulara taşındı.


Yapılan araştırmalar, karaciğer yağı ticaretinin ana unsuru olan 60 derin deniz köpekbalığı ve vatoz türünün yarısının neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Derin denizlerde rapor ve kayıt tutmanın zorluğu sebebiyle bu raporların görünenden daha küçük olduğu da ekleniyor.


Kâr amacı gütmeyen Shark Advocates International'ın başkanı Sonja Fordham'ın belirttiği üzere, aslında biliminsanlarının köpekbalıklarının hayati tehlikesine dikkat çekmelerinin üzerinden 15 yıl geçtiğini söylüyor.


Neler Yapılmalı?

  • Derin deniz patent çalışmaları genişletilerek deniz türlerinin çok daha kapsamlı bir şekilde tanınması gerekir.

  • Derin su köpekbalıkları için önemli olan alanları (yumurtlama veya çiftleşme alanları ya da toplandıklarını bildiğimiz alanlar gibi) belirlememiz ve bunları koruyarak derin su köpekbalıklarına insan faaliyetlerinden sığınaklar sağlamamız gerekiyor. (Finucci)

  • Herhangi bir derin su köpekbalığı ürününün, bir türün uzun vadeli hayatta kalmasını etkilemeyen yasal, sürdürülebilir ve izlenebilir kaynaklardan gelmesini sağlamak için ticaret düzenlemelerine ihtiyacımız var


Bugüne kadar, nesli tükenmekte olan türleri korumaya yönelik bir anlaşma olan Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamındaki korumaların çoğu, daha iyi bilindikleri için büyük beyaz, okyanus beyaz uçlu ve çekiç başlı köpekbalıkları gibi kıyı ve okyanus köpekbalığı türlerine odaklandı. Fordham, derin deniz türlerine atıfta bulunarak, "Ancak o zamandan bu yana CITES uzun bir yol kat etti ve nihayet bu grup için ticaret düzenlemelerini uygulamaya istekli ve donanımlı olmalı" diyor.


Finucci, Science dergisinin son sayısının kapağında yer alan dikenli köpek balığı (Oxynotus bruniensis) için özel bir ilgi duyuyor ve onlara "deniz pandaları" adını takıyor. Derin deniz köpekbalıkları çoğunlukla akrabalarının embriyolarını (yumurtalarını) yiyerek besleniyorlar.


"Karikatürize edilmiş aptal görünümlerini ve köpekbalığı akrabalarının yumurtalarını (ve embriyolarını) tüketme konusundaki aldatıcı derecede öldürücü iştahlarını seviyorum" diyor. "Görünüşleri nedeniyle onlara yarı şaka derin deniz pandaları diyorum.

Derin deniz köpekbalıkları son derece akıllı canlılar. Hayatlarının çoğunu 200 metrenin üzerindeki derinliklerde geçiren bu türlerin büyüme ve üreme oranları hayvanlar alemindeki en az yüzdelere sahiptir. Bu nedenle stoklarının toparlanması onlarca yıl sürebilir.




aci

Kaynak: Scientific Amerikan / WWF /

bottom of page